7 Haziran 2016 Salı

KONYA'DA ÇOK OKUYAN ÇOK GEZİYOR

Konya'da bu yıl Ekip42 (Eğitimde Kaliteyi İyileştirme Projesi) adıyla bir proje yürütüldü. Proje okumayı çocuklara sevdirmek ve alışkanlık haline getirmek üzerine kurulu. Seneye proje ilkokul seviyesinde de genişleyip yazma çalışmaları da yapılacak. Bu kapsamda Konya'daki ortaokullarda pek çok çalışmalar yapıldı.
*Öğrencilerin okudukları kitaplar sisteme yüklendi. Bu sistemde öğrenci okuduğu kitapları görebiliyor. En çok okunan kitabı öğrenebiliyor.
*Okullarda kitap sevenler topluluğu oluşturulup panolar hazırlandı.
*Ayın en çok kitap okuyan öğrencisi belirlenip hediyeler verildi.
*Projenin sloganı 'O oku buyurdu okuyoruz' okullara asıldı. Kütüphane kapı giydirmelerinde yerini aldı.
*Öğrenciler evde de okuma etkinliklerini aileleriyle sürdürdüler. Ailelere mesaj atılıp kitap okuma saatinin başladığı hatırlatıldı. Pazartesileri saat 20:00 de tüm Konya ailesiyle birlikte kitap okudu.
* Kardeş kütüphane kapsamında kütüphanesi olan okul, olmayan okullara öğrencilerinin okumadığı kitapları toplayıp hediye etti.
*Okullara yazarlar davet edilip imza günü, söyleşiler düzenlendi.
*'Sevdiğin kitabı anlat' konulu resim, şiir kompozisyon yarışması düzenlendi.
EKİP42 ile ilgili ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca facebook/ekip42 sayfasından da yapılan çalışmaları takip edebilirsiniz.

Bizde okulumuzdaki öğrencilerin okudukları kitapları sisteme yükledik. Ve Konya'da en çok kitap okuyan öğrenciler bizim öğrencilerimiz oldu. Konya'daki bu öğrencilerden ilk 50 kişi Kapadokya gezisiyle ödüllendirildi. Konya birincisi açık ara ile okulumuz öğrencisi Adil Efe oldu. 2.3.4. de bizim öğrencilerden. Konya'da ilk elliye giren öğrencilerle birlikte okulumuzdan 8 kişilik bir öğrenci grubuyla Kapadokya'ya gittik. Hatıra kalması için  gün içinde yaşadıklarımızı yazmak istiyorum.

İlk durağımız Aksaray'daki 'Sultanhanı' oldu. Anadolu'nun en büyük Selçuklu Kervansarayı.

 1229 yılında 1. Alaeddin Keykubat tarafından kervanların emniyetli bir şekilde konaklaması için yaptırılmış. Her tarafında mükemmel taş işçiliğini görebilirsiniz. İçerisinde ambarlar, hamamlar, odalar, salonlar ve ortasında da mescit var. Kışlık ve yazlık olarak iki bölümden oluşuyor.  Geometrik şekillerle süslenmiş muhteşem bir giriş kapısı var. Kapının üzerindeki yazıyı epey bi okumaya çalıştık. 'Kudret Allah'ındır' yazıyormuş.
Mescit

Avludan

Kapıdaki muhteşem sanat

 *********

Sultanhanı'ndan sonraki durağımız muhteşem doğasıyla Ihlara vadisi oldu. Hasandağı volkanından püskürtülen lavların akarsu aşındırması sonucunda oluşmuş bir vadi.

 Buarada vadiye giderken otobüste kahvaltımızı da aradan çıkarttık. Kalabalık grupların arasından müze kartla girişimizi yaptık. Vadiye inmesi kolaydı ama çıkarken çok zorlandık. Yaşlıların inmesini tavsiye etmiyorum. Hele ki sıcak yaz günlerinde:) 380 400 basamak aşağıya indik. Vadi 14 km uzunluğunda. Biz 2 km sini anca gezebildik. İçindeki çoğu kliseyi inceledik. Cıvıl cıvıl kuş sesleri gürül gürül akan Melendiz çayıyla zaman durmuş gibi burda.




 

******

Ihlara vadisinden sonraki durak 'Derinkuyu Yer Altı Şehri' . Otobüste merdiven çıkarken çok yorulan çocuklar derin kuyuya kadar iyi bir uyku çektiler.:)  Vardığımızda Ali Altınsoy öğretmenimizin çilek süpriziyle karşılaştık. Yolumuz üzerinde bulunan Ilısu köyündeki annesi bizler için çilek toplamış. Çok farklı bi aroması vardı. Kendisine çok teşekkür ediyoruz. Ellerinden öpüyoruz. Çilek yerken fotoğrafı olan varsa yayınlayabilirim. 
Saat 12 gibi Derinkuyu'ya vardık. Otobüsten indiğimizde 10 kadar teyze ellerinde bebeklerle etrafımızı çevirdi. Öğrencilerde üçer beşer satın aldılar bu bebeklerden. Derin kuyu beni çok etkiliyor. Eski zamanlarda buralarda insanların yaşadıklarını düşündükçe onlara ve bu mimariye hayran kalmamak elde değil. Yerin altında 8 katlı bir yapı. Ve tahminlere göre 10 kat daha var. Düşünsenize aşağıya doğru 18 katlı bir apartman gibi. Burası hem saklanma hemde ibadet yeri olarak kullanılmış. 1. ve 2. katlarda misyoner okulu, vaftiz yeri, mutfak ambar,yatak odaları, yemek odaları, şarap mahzenleri, ahırlar var. Buraya hayvanlarını dahi indirmiş olmaları ilginç.  -3. ve 4. katlarda gizlenme yerleri, silah depoları var. Havalandırma odaları, mazgalları  ve iki kişi yanyana yürümenin mümkün olmadığı tüneller günümüzde dahi kullanılıyor. Yerin 8 kat altından bağırdığınızda dahi yukardan sesi duyabiliyorsunuz. Her yer daracık yollar ve tünellerle dolu. Aklım beynim almıyor. Nasıl yapıldı bu şehir? İçinde 10.000 kişi yaşamış. O daracık yollaradan geçtiğinizde birden bire dev gibi bir salon ve klise çıkıyor karşınıza. Ortalarında delik bulunan taş kapılarında yukardan buraya indirilmiş olması şaşırtıcı gerçekten. İçeride kalabalık gruplar vardı. Bi ara yerin altında kaybolsakda çok güzeldi:)
Bu kısımda da fotoğraf çekemedim. Derin kuyu fotoğraflarınızı yollarsanız paylaşmak isterim.


*****
Derinkuyu'dan çıkınca karşısında bulunan Aya Theodori Klisesine gittik Kapalı olduğundan içeriye giremedik. Dışarda karşılaştığımız turistlerle kaynaştık. 
foto:)

*******
Buradan sonrada Han restorant'da açık büfe bir öğlen yemeği yedik. Buda bazı çocuklar için farklı bir deneyimdi.  foto lazım :)
yemekten sonra biz:)

*******

Sırada Avanos var.
Avanos'da kızılırmak üzerine yapılmış hafifçe sallanan asma köprü üzerinde geçmezsek olmazdı.Karşı tarafta dondurmalarımızı alıp Kızılırmak kenarında biraz vakit geçirdik. 



EKİP42 kitap kurtlarıyla Avanos'ta "Al götür, oku getir" projesi ile karşılaşınca...

Dünyanın en ilginç müzlerinden biri olan Avanos saç müzesine de gitsek tam olacaktı:)

******
Avanos'tan sonra artık peribacalarını görmenin vakti geldi. Devrent'e gidiyoruz. Burada deve seklindeki peribacası dikkatimizi çekiyor. Yalnız bizim ekibin peri bacası ile değilde köpekle fotoğraf çektirmesi de ayrı bir ilgimizi çekti.:))) Arkada deve şeklindeki peribacası gözüküyor biraz:)

*****
Sonrasında peribacalarını görmek için pek çok yere gittik. Sıralamasını hatırlamıyorum ama Paşabağ, Zelve, Uçhisar, Ortahisar, Güvercik, Göreme ....,

Göreme açık hava müzesinden..




Güvercinlik Vadisi'nden




En son olarak da akşam saat 20:00 civarında pek göremesek de Kızılçukur'da güneşin batışını izlemeye çalıştık. :)) Bu kısımlarında fotosunu istiyoruz.

Dönüş yolunda çok yorulmuş olan öğrenciler Konya'ya kadar uyudular:) Kitap kurtlarıyla Kapodokya'yı gezmek çok güzeldi. Öğrencilerde çok sevindiler ve memnun kaldılar.

Konya'ya döndüğümüzde okulumuz öğrencileriyle geziyi karşılayan Karatay Belediyesi'ne  ve Konya İl Milli Eğitim Müdürümüze teşekkür ziyaretleri yaptık. proje çalışmalarına katılmaktan ve ödüllendirilmekten dolayı memnuniyetlerimizi belirttik. Günün ve gezinin anısınakendilerine hediyelerimizi verdik. Onlarda bize:)
Karatay Belediyesi Kültür ve Sosyal İşleri Müdürü Ayşe GÜNDOĞAR ŞENYİĞİT'le

Karatay Belediyesi Başkan Yardımcısı Mehmet UZBAŞ’la

Karatay Belediyesi Başkanı Mehmet HANÇERLİ ile




EKİP42 İl Yürütme Kurulu Başkanı İl Millî Eğitim Müdürümüz Mukadder GÜRSOY ve 
İl Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı İl Millî Eğitim Müdür Yardımcımız Servet ALTUNTAŞ ile

Gezide emeği olan herkese çoook teşekkür ederiz.Çok güzel bir gün geçirdik.
 Okumaya devam edin çocuklar. Seneye çok daha güzel ödüller var. :)

Seneye başka bir yerde görüşmek dileğiyle..
Sevgilerimle:)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder